24 Haziran 2009 Çarşamba

Ürgüp-Göreme, gör ama kimseye söyleme...

Nevşehir'in 2 prensi vardı.
Ürgüp ile Göreme...
Birde çok güzel bir kızı
Adı Avanos...
Babası çömlek ustası.
Beline kadar uzanan saçları.
Zeytin gözleri vardı.
Bir gün ağır su testisini taşımaya çalışıyordu,
O sırada su içmeye çeşmeye varan Ürgüp Yardımına koştu Avanosun...
Su gibi berrak gözler birbirini gördü,
Yanaklar pembeleşti.
Testisinden su verdi Avanos,
İçine doldurdu Ürgüp hem suyu,
Hem Avanosun esintisini.
O günden sonra o çeşme başında buluştular hep...
Ihlara vadisinde dolaştılar hep..Güneşi batışını izlediler uzun uzun.
Hiç batmasını istemeyerek..
Belisırmada nefis yemekler yediler.
Ağızların tadı hiç bozulmasın diye dua ettiler. Göreme bu aşkı kıskandı...
Ürgüpe dedi ki bir daha Avanosu görme,
Ürgüp dediki: Olmaz, o benim ömrüm olacak.
Göreme babasından istedi Avanosu Ürgüpten önce,
Nevşehir olmaz dedi.
Göreme nefretle sütunlar diktirdi bir gecede,
Ürgüp ile Avanosun arasına...
Bir gecede içlerine askerler koydu...
Birbirlerini görmemeleri için.
Avanos, çamurla avutuyordu kendini,
Çamurdan bir gözyaşı şişesi yaptı.
Gözyaşlarını bunlara akıttı.
Ürgüp ise Avanosa benzeyen küçük bebekler yaptı,
Aşkını canlı tutmak için.
Ürgüp bebeği dediler ona daha sonra.

NOT:Gökten 3 elma düşmüş. Biri bu geziyi düzenleyen Melihe, Biri bu gezi ile biraz olsun havası değişen bana, biride tüm okuyanların başına...

6 Haziran 2009 Cumartesi

Dedem ve deniz kabukları...


Haftalardan sonra bir pazar... Babalar günü... Bense dedemin babalar gününü kutlama ihtimalini sevdim... Çünkü ben her babalar gününde arayıp, "Babaların babası babalar günün kutlu olsun" derim, onun gözlerini yaşartırım... Şimdi ise her gece rüyamda yürüyebildiğini görüyorum... öyle umut ediyorum... bunun için dua ediyorum... isyan etmiyorum...


Benim gelinlik provası, Spk lisanslama sınavı diye koşturduğum birgün geldi dedem akçaydan... o gün bomboş oldu bir anda... sonra dopdolu... bugün 2 hafta oldu... Sağlık olsun diye hatırlatıldı... Ağrılarını dindirebilsem... Kana kana su içirebilsem...

Daha yaşayacağımız çok şey var dedemle... öyle umut ediyorum... bunun için dua ediyorum...

.Sahil kenarında açık limonlu çay eşliğinde, 1960 darbesini dedemin ağzından dinledim... Deniz kabukları şahit oldu buna... Hapsettiler içlerine okyanus sesinin arasına...
.Yine kumsalda beraber denizin üstünde taş sektirdik, en çok o sektirdi...
.Türk kahvesi yaptım dedeme şekerli, yanında fındık ve kuru üzüm de sever...
.Ama en çok kakaolu mozaik pastamı sever, malzemelerini de alır gelir önceden...
.Tavla da oynarız, 51 de... tabiki onu hiç yenemedim...
.Bir gün beni mutfaktan yanına çağırdı, Melihi öğrendikten sonraydı... :
-Şimdi sen Melihle evlenince, bizim ilişkimiz ne olacak?
-Valla dedecim, Melihi ben hallederim, babaannemde bir şey demezse, bizim ilişkimiz aynen devam eder, sen merak etme.
-İyi o zaman...
Bizim ilişkimiz hep farklıydı hep öyle kalacak...
Dedem iyi olacak, öyle umut ediyorum, bunun için dua ediyorum, isyan etmiyorum...

Hoşunuza gidebilecek yazılar...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...