20 Haziran 2019 Perşembe

Yedi Dünya


Kuğulu Parkta kendimi turist hissederim çocukluğumdan beri... Etrafta konsolosluk çok olduğundan yedi dünya parkıdır...
Bugün koluma Tuna'yı takıp gittim... Bitmeyen yaz yağmurlarından nasiplendik. Hemen Ceviz'e girdik. Tuna her zamanki gibi dondurmacı abisine "bana iki top çikolatalı, külahta lütfen..." Çantama baktım ve cüzdanım yoktu durun dedim sadece 1 top alabiliriz. Tuna hiç itiraz etmedi... Tunalıya cüzdanımı evde unutarak gelmişim hemde çocuklu hemde Tunalıya hemde Cevize... Ama hazır dondurma yedirmiyoruz lütfen... Cebimde 7.25 tl... Tuna dondurma aldı 1 top, kaldı 2.25... 
Ceviz de dondurmayı götürürken benimle büyümüşte uzun uzun sohbet ediyor... Mobil bankacılıktan karekod ile ATM den para çekebiliriz diyorum. Ama telefonu siddin senedir güncellemediğimden onu da yapamıyorum... İtunesdan güncellemem gerekiyormuş o derece yani... Bilgisayar deyince bizimkinin gözlerinde ışık... Beraber yapalım mı güncellemeyi Annecim ben de öğrenmiş olurum... Peki...
Bu sırada yağmur dindi... Parka dönebiliriz... Ama heryer ıslak o zamana kadar güvercinlerle oynuyor... Yem almak istiyor... 1 lira neyseki... Yem bitince parka cesaretlenip dalan çocukların arasına dalıyor. Yanıma geliyor. Anne konuşmak istiyorum ama  anlamadığım bir dil konuşuyor... E sor bakalım ingilizce biliyorsa konuşursunuz.. Gidiyor hiç çekinmeden... Yanına oturuyor... Adını söylüyor önce sonra onun adını soruyor... Çocuk kardeşini çağırıyor... Abdul diyor... Kaydıraktan kayıyorlar hep beraber... Bizimki sabırsız. Kay kay diyor hızlıca sonra go go go diyor... Aslında aynı dil konuşmaları gerekmiyor... Çocuklar anlaşırlar... Kaydırağın sonunda mutlu yüzler. Altüstü kaydın be çocuk ne var gülecek bunda. O kadar basit bir oyuncak nasıl güldürebiliyor seni diyorum kıskanarak...
Bugün park neşeli. Bazen veli sesleri çocuk seslerini bastırıyor. Parkı AutoPark mafyası basmış gibi oluyor o zaman. Su Peri kaydıraktan ters çıkma Gül Peri ordan çıkma Ay Peri ipi sallama Yağız bak bununla oyna Kayra gel burdan çık... Ama bugün öyle değil... İçiçe çocuklar...
Tunaya bakıyorum hemen 3 kardeşin arasına girmiş... Ebeleme oynuyorlar... Başta dalga geçiyorlar benimle diyordu ama barışmışlar... Ben olsam yanaşmam birdaha onlara ama çocuk hesap kitap yapmıyor... Nerde mutluysa orda duruyo...
Tuna biraz daha çekingen mi olsaydı böyle çekirge gibi her ortama atlamasamıydı... Diye düşünüyorum kuru bulduğum bankta otururken... Ben ne kadar az sosyalleşsem o kadar iyi... Çekirdek bir çevrem var bana yeter... Onlara da hücreme kadar açarım içimi zaten...
Çocukken trende koltuk koltuk gezip "Şenin Adın Neeeee" diyen kız çoktan gitti aynı trenin camından bakarken uçan kırmızı şapkası gibi...
Beni heryere bırakıp heryerden alan babamın yerini alan Melih arıyor Tunanın terli tişörtünü değiştirirken, hemen koşmaya başlıyoruz... Tuna son kez bakıyor parka ben de Tuna'ya... Sonra da eve gelip bakıyorum bu fotoya ve fotonun altındaki yazıya...

Hoşunuza gidebilecek yazılar...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...