16 Mayıs 2010 Pazar

Kalbimin yarısı Karadeniz'de...

İş nedeniyle Trabzon'da, bende eş nedeniyle annemlerdeyim... Garip bir duygu sanki hiç gitmemişim gibi bu evden. Bu sene son kez bir ders dedim, ama odaklanma sorunu yaşıyorum, biraz içimi dökeyim öyle dersin başına geçeceğim, aklım yarın pazartesi bir sürü iş var zırzavatları ile dolu... Ben pazar geceleri ve pazartesi sabahı mideme kramplar sokmayacak bir iş istiyorum...
Nereye kadar... Sistemin içine girdimi bir daha çıkamıyorsun, sahil kenarında, ya da doğa ile içiçe bir hayat eminim daha mutlu eder... Yanımda sevdiğim adam... Zaten şu anki koşturmalarımızın varacağı son nokta, ilerde sakin bir hayatım olsun, çok yer göreyim, çok yer gezeyim, değişik tatlar tadayım isteklerinin son noktasıyla birleşiyor. Ama hayat bitiyor, eninde sonunda her düşünce "sağlık olsun"a varıyor...
Hakikaten çok şey yapmak istiyorum, hayatı yaşamak istiyorum, şimdi tadını çıkarmaya çalışıyoruz, iş dışında her şey yolunda zaten...
Mükemmel arkadaşlarım var bir pazartesi akşamını cuma akşamı gibi yaşadığım...
Şirin bir adamım var bir pazartesi sabahını, pazar kahvaltısı gibi süsleyen...
Çok umutsuz ve mutsuz olmayayım değilmi?
Herşey düzelecek değil mi?
Bu günler geçer değil mi?
Yeni yılda yeni bir iş değil mi?
Bu yıl biter değil mi?
Ben en iyisi susayım da Bozcaada'nın duvarları konuşsun... (balayı fotoğraflarından)

Hoşunuza gidebilecek yazılar...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...