30 Ekim 2010 Cumartesi

Beyaz Gül...

ne kadar çok birikti hayatın içinden geçen ve süzgecin üstünde kalanlar... büyük olan parçaları çoktan suya geri fırlattık bile... kaldığımız yerden devam etme çabasındayız... kaldığımız yerden devam etmek zorundayız... devam etme iradesinin kırılmaması noktasındayız...

o nokta ki, birden ünlem oluyor şaşkınlığımızı ve çığlıklarımızı dile getirmek için, sonra virgül oluyor olanları sırayla anlatmak için, sonra "üç nokta" kader diyebilmek için... ve noktamızı alıyoruz "çok şükür."ümüzün sonuna yerleştirmek için...

üç ay oldu annemler kaza geçireli, geçirdiler çoktan, geçti geçti... herşey için çok geçti... keşkeler için de çok geçri... ama hayattalardı... nefes alıyorlardı... babamın omzu kırılmıştı da annemin durumu çok ağırdı... şöyle bir ayağa kalksa Ankaramıza dönsek, eve gitsek, evimize... biraz sabır... 16 günlük hastane evresinden sonra eve çıkış...

bu kadar mı sadece üç satırda mı anlatılırdı bu 3 ay... anlatılamıyordu işte, hep üç noktayla biten cümlelerden belli. bir yumru boğazda... ama dediğim gibi geçti geçti...

***
ben annemi o kadar çok seviyorum ki,
annemden daha geç ayrılmak için geç doğmuşum ben...
annem tembelliğime verse de...
ben annemi o kadar çok kokladım ki,
birgün evlenip gittiğimde kokusu burnumda tütsün diye,annem sadece öptüğümü sansa da...
ben anneme o kadar çok sarıldım ki,her an elimden kayıp gitme olasılığını bilir gibi,
annem hasret giderse de...
ben anneme öyle bir bakarım ki,
her zerresini ezberlercesine,
annem de karşılığında şevkat dolu gözlerle baksa da...
ben annemi o kadar çok kıskanırım ki,
kalbinin tümünü c harfiyle doldurmak istercesine,
annem öğrencileri için tüm alfabeyi kalbine sıkıştırsa da,
ben annemin elini o kadar sıkı tutarımki,
beni hiç bırakmasın diye,
annem benim elimi daha sıkı tutsa da...
annem beni salıncakta öyle bir sallardı ki,
uçururcasına,
düşme ihtimaline karşı kollarını açarcasına...
o kolların arasına sararcasına...
sarıpta koynunda uyuturcasına...
ben annemin koynunda öyle bir uyurumki,
bebekler gibi mışıl mışılcasına...
annem saçlarımı öyle bir okşar ki,
saçlarım ellerinde ipekleşir sanki,
onun elinin değdiği herşeyi güzelleştirdiği gibi...
benim annem öyle bir güler ki,
hep gülsün isterim...
hep gül sen annecim...
öğrencilerinin sana dediği gibi,
sen beyaz bir gülsün...
hep beyaz...
hep gülen...

Hoşunuza gidebilecek yazılar...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...