15 Ağustos 2011 Pazartesi

Atlas

Asya: nedense çok tanıdık geldi bana, çekik gözlerime baksana, hayalim Japonya...
Avrupa: İtalya'ya gidemedik bayramda, avutur bizi Yeşilırmak Amasya...
Amerika: ordaki kuzenlerim birdi iki oldu, Amerika macera dolu...
Antartika: Yeryüzünün buzdolabı, Ankara'nın sıcağından sonra hiç fena olmazdı...
Avustralya: Dünyanın en büyük adası; Beğeniyorum aksanlarını, bir de Tazmanya canavarını... Afrika: Ses onlarda, Spor onlarda, Açlık ve Kıtlık için tüm dünya yardıma...
Okyanusya: Adalardan oluşan bir kıta, bir gemin olacak gezeceksin ordan oraya...

Her şey, onu, koltuğun öbür ucunda kitap okurken görmem ile başladı. Kitap ve onunla ilgili yazmaya niyetlenmiştim, böyle birşeyler dökülmüş... Çok seviyorum onu kitap okurken izlemeyi...
Pantolonumu ütülerken çıkardığım uflamaları (pantolonla karşılıklı küfürleşmeler de olabilir) duyduktan sonra, sakince pantolonu elimden alıp, benim gideremediğim kırışıklıkları gidermesini de seviyorum... Kolyelerimin düğümlerini, benim gösteremediğim sabırla açmasını da seviyorum... Kördüğümleri görülebilir hale getirmesini de seviyorum... Bu gibi durumlara el koymasını da seviyorum... Ben onun ellerini de seviyorum...
Demiştim ya mor koltuğumuzda sıkışmadan oturalım, bir köşede sen kitabını oku ben seni izleyeyim...

1 yorum:

Prometheus dedi ki...

İhsan Oktay Anar'ın bütün kitaplarını okumuş birisi olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki, Puslu Kıtalar Atlası en güzelidir aralarında ve nasıl mistik nasıl efsanevi bir form almıştır o güzide kitap benim gözümde...

Saygılar ve sevgiler, benim bloğa da beklerim :)

Hoşunuza gidebilecek yazılar...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...