16 Mayıs 2012 Çarşamba

Manneken Pisss...

Herkesin ortasında olmasa bile kullanılmayan bir alt geçitin kenarından geçerken birini görebiliyorum. Dikmen vadisinin kenarından geçerken, ağacın dibine giden birini de görebiliyorum. Görmek için zorlamam gerekmiyor, arabanın camından izlerken tesadüfen görebiliyorum. Kızılayda yürürken, kuytu bir yerden, duvarın yanından, köprünün bacağından, alt geçitten geçerken, o ortamın pis kokma olasılığı yüzde seksen. Bu normal değil, durumun kolaylığı, öyle her canının istediği yere yapma imkanı vermemeli. Ben sizi görmek zorunda mıyım, kokusunu duymak zorunda mıyım, Dilberay’a bağlamak zorunda mıyım? Göçebe hayatta değiliz, yerleşik hayata geçeli asırlar oluyor ve Başkentin merkezindeyiz yahu !!! Tüm bunlar üst üste gelince, istemeden tanık olunca, midem bulandı ve bunları bir yere kusmam gerekti. Orası da burası oldu. Kusura bakmayın. Gerçi buraya yazınca noluyor? Yarından itibaren aniden durumun kesilmesini beklemiyorum.
Bu arada görmüş olduğunuz heykelcik bilinen adıyla “Manneken Pis” Brüksel’in en ünlü simgesiymiş. Bilmiyorlar ki burada heykellerin canlıları sokaklarda fıldır fıldır geziyor…

Hiç yorum yok:

Hoşunuza gidebilecek yazılar...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...