23 Ocak 2009 Cuma
Nişan Al, Ateş Etme
15 Ocak 2009 Perşembe
Bozcaada Sahillerini Bekliyorum...
Yoğun mesai saatlerinin ardından, hatta içindeyken, içimin ferahlaması için, serin suların olduğu yerleri düşünürüm... Beni bu düşünceye iten bir neden de, bugün bir müşterimizin, Ayvalıktaki denize sıfır villasının resmini göstermesidir. Neden çantasında villasının resmini taşır bir insan? çünkü evinin yanındaki kanocu ile problemleri vardır, ve bunu 15 dakikada nefes almadan anlatabilme yeteneğine sahiptir. Bu sırada içimden esneme yeteneğimi keşfetmem de cabası...
Bugün Bozcaada'yı düşündüm... Geçen yaz günübirlik gittim,bayıldım,ayıldım, yok yok hala ayılamadım.
...Dönüşte pazarına uğruyorsunuz, dondurmanızı yiyorsunuz, benimki gibi bir babaanneniz varsa onun çay bahçelerinin etrafındaki asmalardan yaprak toplamasını izliyorsunuz, hatta yaprakları dondurma poşetine koyduğu için babanızın gerçek dondurma sandığına gülebiliyorsunuz, Kalesine şöyle bir bakıyorsunuz, akşam evde bekleyen bir dedeniz yoksa, kıyı restorantlarından birinde rakı-roka-balık yapabiliyorsunuz, daha sonra geldiğiniz gibi feribotla uzaklaşıyorsunuz, siz oradan ayrılamadığınızdan sanki ada sizden uzaklaşıyormuş hissine kapılıyorusunuz...
Uzun bir iç çektim bu arada... ben Adayı özlemişim...
Bir aksilik olmazsa, suyu inek içmezse inek dağa kaçmazsa, planlarda bir değişiklik olmazsa, balayı eşittir Bozcaada...
-Bağ evlerinde pansiyon tarzında kalınabiliyormuş, bu konu araştırılacak,-Çok kişi öğrenmesin, Adanın tadı kaçmasın bu konuda dua edilecek, -Daha güzel resimler çekilecek, asmalı bahçelerde kahvaltı edilecek, -sahillerinde elele gezilecek, günbatımına karşı şekerli Türk kahvesi içilecek, -akşama balıklar afiyetle yenilecek, ikimiz de emekli oluncaaa Ada'ya yerleşilecek... (hani Van'a gidilecekti?-bu konu daha sonra ele alınacak...)
12 Ocak 2009 Pazartesi
You make me feel brand new...
böyle şahane bir günde, ben pot'larımı sirtaki yaparcasına kırmadım, diyebilseyim keşke, söylemeden önce 5 kere düşünsem keşke, sağır duymaz uydurur olmasam keşke, o mor şeyi M'e karşı tutmasaydım keşke...
şaşırdım, güldüm, yedim içtim, şımardım, yenilendim, bir kez daha aşık oldum,
10 Ocak 2009 Cumartesi
Ahududulu Çikolatalı Pasta
Bu görüntüye cok şaşırmıştım, iki önemli insanın ismi, ortaokul ve ilkokul öğrenci numaram...hemen fotoğrafladım... İstanbuldan... İstanbul aşkımı fasikül halinde anlatabilirim, daha sonra anlatmak istemem ondan, konudan konuya atlıyorum, kendimi tutamıyorum...
Daha çok yazabilsem keşke, daha çok fotoğraf çeksem...Son bir haftadır yoğun bir şekilde mesai yapıorum,yeni işimden cok memnunum ancak geç saatlere kadar mesai durumunun, benim bir sonraki günki performansımı etkilediğini göz önünde bulunduracak olursak, üzerimde pek olumlu etkiler bırakmadığı kesin...
Ben eve gelince, uzun uzun yemek yemeyi + canikolarımla sohbet etmeyi, arkasından çayımı yudumlamayı, bu arada nette öbür canikolarımla sohbet etmeyi, güncelden uzak kalmamayı, sıcak sulara dalmayı, yorganın altında kitap okuyarak, uykuya dalma ihtimalini sevdim...
O günler de gelecek... umarım... dönemsel olduğunu düşünüyorum... yarın güzel bir gün olsun,"o"nun bana söylediği gibi...
Bugünüme ise pancake yaparak başladım, devamı aynen o kıvamda geçti, "reçellisini yerken ikincisini neyle yesem acaba"
Yarın kar yağsın, gece dolunay olsun, kuzey yıldızı benim yıldızıma yakın olsun, kahvaltıda vişneli-nutellalı ekmek olsun, saçım güzel olsun, maçta sakatlanmasın, hediyemi beğensin...