23 Nisan 2009 Perşembe

When you are near, everything’s clear, Earth is a beautiful heaven...

Annemin uzun zamandan beri hazırlandığı, 23 Nisan gösterisini izlerken, gözlerimin önünde mutluluğun resmini çizen anneme hayranlıkla bakakaldım... 30 uncu senesinin içinde ama içindeki enerji sanki bir otuz sene daha devamedebilir hissi verdi... Bunu okuyunca gaza gelecektir. Küçükken ona ne olmak istersin dediklerinde "öğretmen" cevabını verirmiş, hayalindeki meslekten emekli olacak... Akşam evde öğrencilerinden neredeyse teker teker bahsetmesine, babamla benim bazı huylarımızı bazı öğrencilerine benzetmesine, bazı cumalar sesinin kısılmasına, hepsine değer cevabını verdi bugün gözlerimin önünde... Bende öğrencileri kadar mutlu edebiliyormuyum, evet annemin mesleğini annemden kıskandım bugün... Öğrencilerini kıskanıyorum evet ama o benim annem ne de olsa:) Yarın tatil biraz mola için babam aldı götürdü annemi... Sevgilim de annesinin yanına gitti, yalnız kaldım...

Neredeyse bir aydır yazamayışımın nedenlerinden olan ev aramamız son buldu... 3 cepheli, manzaralı, balkonunda Türk kahvesi ikram edebileceğim, kocaman mutfağı olan (beni en cezbeden olan) bir ev beğendik... Çok beğendik, eve ilk girdiğimde sanki yüzüme gülümsedi, hoşgeldini duyar gibi oldum, hemen duygusal bir bağ kuruverdim...

Daha çok telaşe başladı, daha gelinliğimin emaresi yok ortada... Eşyalara da bakıcaz, renk ve modeller kafamda belli, gidip bulup almak gerekiyor. Aslında renkler konusunda karasızım, mor rengini çok seviyorum ama her tarafı mor yapmaya içim el vermiyor... Mor vampir, mor vampir mor vampir... Kafam hep bu alengirli olduğu kadar düşünmezi zevkli işlerle dolu olduğundan, işyerinde "leyla" ismi müdürüm tarafından takıldı bile... Artık sırtım yere gelmez...

Geçen hafta ise dolu dolu geçti, Pinomun müthiş "gün"ü, hiç yemediğim irmik tatlısını bile yememe neden oldu...Şu güzelliğe bakın ama... Sitenin bahçesinde zıplarken fotoğraf çektirme tutkumuz, site sakinlerine "ilk defa mı geliyorsunuz" sorusunu bize yöneltmelerine neden oldu, arkadaşlarımla çimlerin üzerinde zıplamak ise bir daha yere inmek istemeyişime neden oldu... Havada kalsaydık öylece mutluluktan...

Pazargünü Eryamanda Gülçinlerde bir akşam yemeği, öncesinde Göksu Parkında bir tur atma, kalabalıktan yürüyememe, Murata rağmen dondurma yeme, finalde nostaljik olarak başlayan ve sonrasında hırs fırtınasına dönüşen ve bayanların zaferiyle noktalanan sessiz film...

Bu hafta sonu performans toplantısına gideceğimi sanıyorken hemde İstanbul'da, hemde sevgilimle gidebilme ihtimalide yüksekken, "sanma" hissi ile sınırlı kaldım... Ama bu haftasonu biryere gidilecekti mutlaka çünkü moral depolamak gerekiyor, seyahat her zaman iyi gelir... Amasya'ya gideceğim, dedim ya seyahat bana her zaman iyi gelir... yolları severim...

Hiç yorum yok:

Hoşunuza gidebilecek yazılar...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...